18 Mayısta başlayıp 10 Temmuzda bitirdim bu yaklaşık iki ay süren okumanın nedeni sadece kitabın çok yavaş ilerlemesi değil tabii. Araya bayram girdi, seyahatler girdi, tembellikler girdi, gözlük numarasının ilerlemesi ile okumanın zorlaşması girdi, iş yoğunluğu ile yorgunluğun birleşmesi girdi…. Neler olmadı ki… Ama tabii hepsi bahane okumak isteyene bahaneler ne yapar? Bu postu şimdi yayınlayacağım ama bu kitaba ve serinin önceki kitabına dair söyleyeceklerim var. Bunu okuyan dostlarım bi ara yeniden gelip kontrol ederseniz sevinirim.
Eveet tekrar merhaba. İlk kitap, Van’dan birinci dünya savaşı sırasında Ermeni ve Rus işgalinden kaçarak önce güneydoğuya ordan da Çukurova’ya iltica eden bir ailenin yolda ve Çukurova’da yaşadıklarını konu almaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında geçen kitapta kürt aile yolda gelirken bir çalılığın içinde yüzü gözü yara içinde ve yaraları kurtlanmış açlıktan ölmek üzere olan ve dilini anlamadıkları bir çocuk bulurlar. Çocuğa Selman adını veren aile çocuğu tedavi edip sağlığına kavuşturur. Ailesi ve kim olduğuna dair hiç birşey hatırlamayan çocuğun geçmişinden hafızasında kalan tek şey kendi dilinde söylediği şarkı veya ilahi benzeri söyletilerdir. Çocuğu alan ailenin Çukurovaya yerleşince bir de çocukları olur(Mustafa). İşte ilk kitap ailenin bu iki çocuğu arasındaki gizli sevgi ve rekabeti konu alıyor. İlk kitabın kahramanı Selman anlaşıldığı kadarıyla bir yezidi çocuğudur. Yine muhtemelen ailesi mezalime uğramış ve aileden kurtulan tek kişi Selman olmuştur. Mustafa’ya duyulan sevgiyi içten içe kıskanan ve bir taraftan da Mustafa’nın sevgi ve güvenini kazanmaya çalışan Selman bütün bir kitap boyunca bu duygusal çelişkinin ikilemini yaşar ve birinci kitabın sonunda kendisini bu mutlak ölümden kurtaran ailenin babasını öldürür.
İkinci kitap Selman’ın dağa kaçması ve oradan Mustafa’yı da öldüreceğini ilan etmesi ve ailenin üstüne korku salması ile başlar. Bu sefer duygu selinde boğulacak olan Mustafa’dır. Selman’ın korkusuyla ne yapacağını şaşıran ve hayaller görmeye başlayan çocuk kendisi ve çevresi ile birlikte tüm hayatını bu mücadeleye adar. İkinci kitapta Mustafa’nın korkusunu sadece Mustafa değil okuyucu da iliklerine kadar hisseder. Hele o okuyucu kendini kitaba çok kaptırdıysa uykuyu durağı yitirir ve Selman’ı beklemeye başlar.
Üçüncü kitabı okumadan önce kendimi bu psikolojiden biraz uzaklaştırmak için farklı tarzlarda ve farklı yazarların kitaplarını okumam gerek. Kendimi üçüncü kitabı okumaya hazır hissettiğimde onunla ilgili izlenimlerimi de sizlerle buradan paylaşacağım. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim, özellikle Yaşar Kemal hayranlarının mutlaka okuması gereken çok zevk alacakları bir seri.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.